24 Aralık 2008 Çarşamba

Derbinin Ardından...


Yılın son derbisi futbol ve sonuç olarak beklendiği gibi, bunun dışında hakem kararları ve maç sonrasıyla olaylı oldu.Herkesin favorisiydi Galatasaray maçtan önce.İki takımda açık futbol ve gol düşüncesiyle çıkmıştı sahaya.Ve beklenen goller erken gelmeye başladı.Tecrübesine rağmen hangi maçta ne yapacağı kestirilemeyen Rüştü'nün hediyesiyle başladı maç.Ardından hücum oyuncularının defansa yardım etme çabaları! ve skor 2-1 oldu.Delgado'nun kaptanlığının ağırlığına yakışmıcak hareketi haklı bile olsa gemisini terketmesine sebep oldu.Bu saatten sonrada oyuna konsantresi bozulan 2 takım ve iki kalede de yaşanan boş pozisyonlar vardı sahada.Skibbe 90 dakika Nonda'ya sabretmese Karan'ı 60'larda oyuna sürse belki skor daha farklı olabilirdi.Galatasaray'da formuna rağmen yaşanan en belirgin olaysa; maç ortada giderken ciddiyetli bir savunma ve verilen az sayıda pozisyon varken, öne geçtikten sonra verilen inanılmaz pozisyonlar var.3-4 maçtır bu şekilde devam ediyor Galatasaray.Futbolda en önemli ders ciddiyettir.Herkesin forveti bir Gençlerbirliği veya Beşiktaş forveti gibi beceriksiz olmayabilir.O zaman Galatasaray neye uğradığını şaşırır!
Türkiye'ye ayak bastığında çok eleştirilen, hiçbir yerde dikiş tutturamamış denilen Baros ligin ilk yarısını gol kralı olarak kapattı!Hemde bugüne kadar sezonluk 13 gol barajını aşamadığı futbol hayatında 16 haftaya 14 gol sığdırdı!Galatasaray'ın gerçekten çok etkili hücum hattı var.Sakatların dönmesiyle orta sahanın göbeğide kendini buldu.Tek eksiği olan sağ bek mevkiine kaliteli bir oyuncu alınırsa Galatasaray bu sene hem şampiyonluğu alır,hemde UEFA kupasında koyduğu hedefe ulaşır.
Beşiktaş içinse söylenecek pek birşey yok.Demirören yönetimi olduğu sürece başarılı olabiliceklerine Demirören' den başka inananın olmadığı bir durumda başarının gelmesi zaten beklenemez.Musatafa Denizli istediği kadar iddaalı konuşsa da ikinci yarıda Beşiktaş'ta değişen birşey olacağını düşünmüyorum.

10 Kasım 2008 Pazartesi

EL CLASICO


Sanırım artık bu isim Real Madrid-Barcelona maçlarından çok Kadıköy'deki Fenerbahçe-Galatasaray Maçları için kullanılacak.Bu maçla birlikte 9 yıldır Kadıköyde kazanamadı Galatasaray.İyi de oynasa, kötü de oynasa, rakip eksikte olsa değişmeyen tek şey Galatasaray için Kadıköy kabusu...
Dünkü maçta ilk yarıda maçı sürklase eden ekip Galatasaray'dı.Fenerbahçe için Pozisyonsuz geçen ilk yarı sonunda tabelada yine 2-1 lik Fenerbahçe üstünlüğü vardı.Daha ilk dakikada Galatasaray'ın Lincoln'le öne geçmesine rağmen...Tartışmalı 3. gol olduğunda maçın 49. dakikasıydı ve maç artık Galatasaray için bitmişti.Sahada artık sinirleri gerilmiş ne yaptığını bilmeyen turuncular,karşılarında ise gollerle morali yerine gelmiş 10 haftalık stresi üzerinden atmış sarı-lacivertliler vardı.
Peki Galatasaray'da ki düşüşün sebebi neydi?2 gün önceki zorlu Portekiz deplasmanında harcanan efor mu?Yoksa futbolcuların havaya girip nasıl olsa yeneriz kaprislerimiydi!Dün sahada savaşan 2 futbolcu vardı sadece!Lincoln ve Ayhan...Geriye kalanların maça konsantre olamadıkları her hallerinden belliydi.Tel tel döküldüler sahada.
Fenerbahçe' de ise kaptan Alex'in yokluğunda Deivid eline aldı sazı.Selçuk'ta belki de Fenerbahçe'ye transferinden sonra ki en iyi maçını oynadı dün.Defansta 3. stoper gibiydi takımı adına.Edu ve Lugano'ya müthiş yardım etti maç boyunca.
2. yarı başladığında Skibbe'nin değişiklikleri belkide maçın en kritik hatasıydı.2 haftadır maç yapmayan Nonda'yı oyuna sürüp Baros'u çıkarması büyük bir hataydı.Oysaki Karan-Kewell değişikliğiyle yetinse daha farklı bi Galatasaray izliyebilirdik.Galatasaray devre arasına kadar Skibbe'ye tahammül ederse bu sene artık kayıp olur Galatasaray için...
Fenerbahçe'ye gelince bu galibiyetin pek bir değişiklik yaratacağına inanmıyorum.Belki evindeki maçları kazanmaya başlarlar ama deplasmanlarda bildiğimiz sıkıntılı Fenerbahçeyi izliceğimizden hiç şüphem yok.
Bu arada dün gecenin hakemine değinmeden de geçemeyeceğim.Hüseyin Göçek kartlarında ev sahibine karşı daha toleranslı davranmasa dün gece Selçuk ve Josico'yu sahada tutamazdı.Ayrıca maç 2-1 iken ceza sahasında Karan'a yapılan (hava topunda kambura yatma pozisyonu) penaltı ve Fenerbahçe'nin 3. golündeki ofsayt gecenin diğer tartışmalı kararlarıydı.Birde Lincoln'ün sayılmayan golünde hakemin durduğu yer için bir yorum yapamıyorum...!

20 Ekim 2008 Pazartesi

2005'ten 2008'e Tolga!


Dün gece ki maçın en kilit ismiydi belki de Trabzonspor kalecisi Tolga.2005 yılında ilk 11 de çıktığı ilk maçtı Sami Yen'deki Galatasaray maçı.O maça da damgasını vurmuştu Tolga.Fakat yaptığı kritik kurtarışlarıyla değil,13 dakika da yediği 4 golle.Hepsinde olmasada maçın kırılma anında yedigi hatalı goller vardı o maçta.Dün geceye döndüğümüzde yine aynı isim yine maçın kırılma anında yine aynı kritik hatayı yaptı.Arda'nın ortayla karışık şutunda yanlış yer tutmanın bedelini ödedi.O golden sonrada maç boyuunca bir daha kendini toparlayamadı zaten.İkinci yarıda Sabri'nin auta giden topunu tutmaya çalışıp kaptırması,üstüne birde güreş müsabakalarını aratmayan hareketi ilk goldeki hatasının psikolojik olarak bir yansımasıydı.Burada hakem yanlış karar vererek bir anlamda Tolga'yı da kızarmaktan muhtemel bir 4. golden kurtarmış oldu.Bu saatten sonra Tolga yerini Sylva'ya bırakır gibi gözüküyor.Geçen 3 yılda Trabzonspor gibi bir takımın kalesini korumuş,milli takıma kadar yükselmiş bir kalecinin kalecilik ve psikoloji anlamında üzerine birşey koyamaması Trabzonspor ve Türk futbolu, en önemlisi de Tolga adına gerçekten büyük kayıp!Büyük takım kalecisi olmak kolay birşey değil.Dün akşam karşı kalede duran De Sanctis büyük takım kaleciliği adına çok güzel örnekler verdi.Yer tutuşu, oyunu büyük bir konsantreyle çok iyi takip etmesi, yan toplarda ki kararlı çıkışları ve topu oyuna akıllı sokuşu...Belki de dün akşam maçın sonucunu etkileyen en önemli faktör iki takımın arasında ki kaleci farkıydı...

18 Ekim 2008 Cumartesi

Bombacı Basın



Henüz ligin 7. haftası belki ama şimdiden çoğu takım için devre arası transferleri konuşulmaya başlandı bile basında.Kimler yazılıp çizilmiyor ki takımlarımız için.Makul ölçüde üretenlerin yanında hayal gücünü çok iyi kullanabilen arkadaşlarımız hepimizin yüzünde tebessüm oluşturan transfer haberleri yapıyorlar.Gazetelerin sürmanşetlerinden büyük puntolarla yazılan transfer haberleri çoğu zaman gazeteyi sattırma amacından başka birşeye hizmet etmiyor.Geçtiğimiz transfer döneminde ortaya çıkan bu başlıklardan biraz derleme yapınca ortaya gerçekten trajikomik bir tablo çıkıyor.Bakalım bu ve bunun gibi daha nasıl üretken haberler devre arasında bizleri bekliyor...
26 Nisan 2008 - Fener’den Eto’o ve Berbatov’a 65 milyon …
- Galatasaray Koeman’ı imzaya çağırdı-
Beşiktaş Yıldıray’ın peşinde
-Lucio heyecanı
-Saviola şartları
1 Mayıs 2008- Geliyor geliyor, gümbür gümbür geliyoooorrr. Aslan çıldırdı!Galatasaray, Nistelrooy ve Saviola için Real Madrid’ten, Sheva için Chelsea’den teklif istedi.
-Stopere Flamini ya da John Mensah
- Mehmet Topuz Fener’de
-Yeniden Adriano
-Kanoute’den müjde geldi
-Vagner Love 1 ay önce bitti
13 Mayıs 2008- Galatasaray’ın yeni yıldızı Kuranyi: Lincoln’le 20 gol atarım
- Eto’o da Kanoute de Fener delisi
-Deco’yu da getiriyor
-Rijkaard Fener’i çalışıyor
-Gökhan Zan Fener’de
25 Mayıs 2008- Ronaldinho İslam’ı seçecek, Fener’e gelecek
-Fener’den G.Saray’a Oliveira golü
- Demirören’in yıldızı Cisse
-Bir yıldız aranıyor: Deco, Cisse, Saviola
28 Mayıs 2008- Fener’de 12 numara Frederic Kanoute
-Shevchenko yola çıktı
-Seedorf’un aklı Fener’de
- Çek Milan Baros Beşiktaş’a doğru
- Cim-Bom Lippi ve Crespo için İtalya’da
10 Haziran 2008 - Fenerbahçeliler! Luca Toni geliyor
-Laudrup için geri sayım
-Halil Altıntop, Fatih Tekke, Kanoute bu hafta geliyor
13 Temmuz Pazar - Bir siyah Aslan geliyor: Kanu, Cisse
-Bomba: Luis Saha GS’ye doğru
-GS’de mutlu son: Neill ve Sörensen geliyor
-Aurelio hülle yoluyla GS’ye gelecek
- Halil-Hamit elele Fener’e
-Ronaldinho artık Fenerbahçeli olabilir
-Saldırı: Mehmet Topuz, Alonso, Senna, Stankovic, Ruben, Essien
-Alonso Fener’e daha da yaklaştı
-Maniche Fener’e ‘evet’ dedi
- Kartal’a yeni Çek: Prasil

Galatasaray-Trabzonspor


Yarın, son zamanlarda oynadığı futboldan çok saha dışı olayların daha çok ön planda olduğu iki takımın kozlarını paylaşacağı müthiş bir maç bizleri bekliyor.Lige son derece iyi bir giriş yapan Trabzonspor bu çıkışı sürdürmek, sezona hayalkırıkları ve sakatlarla başlayan Galatasarayda moral ve güven kazanmak bunun yanında da lideri yenip puan farkını kapatmak için sahaya çıkacaklar.Yattara'nın takıma dönmesi Trabzonspor'a neler kazandıracak veya neler kaybettirecek yarın ilk11 de oynarsa hepimiz görücez.Ama iyi bir ritim yakalamış takıma,ayrılmak istediğini açıkça belirten uzun bir süredir maç yapmayan bir futbolcu yarar mı getirir zarar mı bu tartışılır.Galatasaray'da ise teknik ekipte ki değişiklik ve Skibbe'yle yaşanan güven sorunları bu maçın kaderini etkileyebilir.
Her ne olursa olsun yarın bence bol pozisyonlu,bol gollü zevkli bir mücadele izliyeceğiz.Galatasaray'ın ev sahibi olmanın avantajını kullanıp bu maçı alacağı görüşündeyim.Tabii etkili ayakları gününde ve futbol şansıda yanında olursa...
Son olarak yarınki maçın muhtemel 11'leriyle bitiriyim.
Galatasaray:
De sanctis-sabri-meira-servet-hakan balta-arda-ayhan-lincoln(volkan yaman)-kewell-baros-nonda(ümit karan)
Trabzonspor: Tolga-serkan-egemen-song-cale-hüseyin-selçuk-colman-ısaac(yattara)-umut-gökhan ünal